Type Here to Get Search Results !

Kutludüğün Gücü başarabilecek mi? - Musa Taşkıran

Facebookta gezinirken Musa Taşkıran'a ait muhteşem bir maç analizi ve çoğu değme köşe yazarlarına taş çıkartan güzel bir yazıyla karşılaştım. Her ne kadar güncelliğini yitirmiş olsada ileriye dönük güzel tespitler yapılmış. Bu yazının facebook köşelerinde kaybolmasın diye burada yayınlamayı uygun buldum. Umarım sizlerde beğenerek okursunuz.

Kutludüğün / Musa Taşkıran
Kutludüğün Gençlik Gücü, isim güzel, yapılmak istenen yansıtılmış isme. Kutludüğün gençliğinin gücünü ve yapabileceklerini göstermek olmuş amaç. Sporda bizim gençliğimizin de olduğu gösterilmek istenmiş. Gençliğimizin spor yapması tüm kötü alışkanlıklar çerçevesinden çıkartılması ve kazandırılması amaçlanmış.

Maça gelirsek. Harika bir cumartesi günü. Güneşli bir hava ve futbola elverişli, tirübün de seyirciler hazır, teknik heyet son taktikleri vermiş kenarda hazır ama ne yazık ki bu taktikleri uygulayacak olan futbolcularımız bir türlü adapte olamamış maça.

Maçtan önce Teknik Direktörümüz Mehmet Beyle sohbet etme fırsatı buldum. Hocam sizce şu anki en büyük sorunumuz nedir? Cevap açık. Bitirici vuruşu yapacak bir futbolcumuz yok. Yetiştirmeye çalışıyoruz yeni bir takımız, sistem oturuyor ama futbolcularımızın mazeretleri nedeniyle çalışmalara katılamamaları ve çok kırılgan bir takım olmamız nedeniyle de kırılma anlarından sonra geri oyuna dönemeyişimiz maçın sonunu belirliyor.
Oldukça mütevazi cevaplarından dolayı kendisine teşekkür ediyorum.

Maça gelirsek; Karşımızdaki takım 0 puanla ligin sonuna demir atmış ve şiddetle puana ihtiyacı olan bir takım, Pınarspor...

Nitekim, maçada iyi başladılar. Özellikle defansın arasına atılan toplar inanılmaz tehlikeler yarattı kalemizde. Hele maçın 25-40. dakikaları arası tamamiyle kalecimiz ile rakip oyuncuların arasında geçti. Takım oyundan düştü ve Kalecimizin her topu rakip oyuncuya, rakip oyuncunun her şutu ise kaleciye gelir oldu. Defans yok, ön blok yok, orta saha nerdeyse sıfır denecek kadar az oyunda. Nitekim bu olumsuzluklara kalecinin de eklenmesi sonucunda da rakip takımın kazandığı bir penaltı ve skor 1-0. Ve süre yetişti imdadımıza, ilk yarı sona erdi.1-0.

İkinci yarı yine bir hatalar zenciri ile başladı. İkinci yarının ilk diliminde Defans oyuncumuz Abdullah'ın inanılmaz hatasını değerlendiren rakip forveti golü buldu. Karşıdan gelen topu ile göndermek isterken sektirdi ve rakip futbolcu bir anda kalecimiz ile karşı karşıya kaldı ve meşin yuvarlağı gönderdi kalemize.2-0

Takımın bu golden sonra gardı tamamen düştü. Bu zaman diliminde yapılan değişiklikler sonucunda yeni bir kan yeni bir heyecan beklenirken ne yazık tır ki giren oyuncularımız da içerideki ortama uydu ve pek fazla bir varlık gösteremediler. Hele takımın beyni, ağabeyleri, saha içindeki yöneticileri sıfatında olan futbolcularımız takımı psikolojik olarak kaldırmak yerine girdikleri ikili mücadelelerdeki lakayıt davranışları, topu oyuna sokarken yaptıkları basit hatalar, takımın çıkarken yapmış olduğu top kayıpları, gereksiz ikili mücadeleler, hem kenar yönetimini hemde biz seyircileri çok üzdü.

Neticesinde beklenen de oldu. Kenardan bir orta ve kafa golü.3-0
Bizler maçın bu skorla biteceğini düşünürken, son saniyelerde ceza sahası dışından harika bir gol geldi. 3-1

Bu arada, maç esnasında sporun amacına yakışmayacak hareketler, anlam veremediğimiz bir gerginlik ve sinir harbi. Neticesinde maçta girilen bir ikili mücadelede Rakip takımdan futbolcu direk kırmızı kart gördü ve oyun dışında kaldı. Bizim futbolcumuz Abdullah ise ikinci sarı karttan kırmızı kart ile oyundan ihraç edildi.

İyi veya kötü sonuçla bir hafta daha geçti. Klişe bir cümle ama artık önümüzdeki maçlara bakacağız. Amaç spor, kardeşlik ve dostluk. Sporda başarı için ise, bir hedef seçmek ve bu hedefe ulaşmak için çalışmak daima çok çalışmak lazım...! Sadece sistemin verdiği program değil haricinde de ferdi olarak sorumluluk alıp çalışmak lazım...! 20.04.2015

Yazan: Musa Taşkıran
Tags

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.